TÜRKİYE' nin İLK VE TEK TAKEAWAY SİSTEMİ
GEZGİN KAHVE / YERLİ GEZGİN
3. NESİL KAHVE'de YENİ BİR TAT ORTAYA ÇIKARAN GEZGİN KAHVE'nin HİKAYESİ
Genç Bir Çiftin Hikayesi sırasında, en çokta arayışı içinde olduğumuz kahve kültürü ve kahve çeşitlerinin bir harmanı olarak yeni nesil kahve stantları kurma fikri bizi çok ama çok cezbetmiş olacak ki genç bir girişimci çift olarak bizde TAKE AWAY sistemi kurmaya karar verdik. Ve karşınıza GEZGİN KAHVE olarak çıktık, Dünya'nın bir çok kıtasından gelen kahveleri harmanlayarak sizlere eşsiz bir lezzet sunmaya çalışmaktan en çokta biz keyif alıyoruz. Herkesin istediği kahve tadına ulaşabilmesi ve "Kahvesiz Kimse Kalmasın" mantığı ile cafe'leşmek yerine Take Away sistemini kurarak herkese hitap edebilmeyi misyon edindik.
Gezgin kahve olarak TAKE AWAY kahve sektörüne hızlı bir giriş yapmış olup, Herkesin istedği tadı bulması amacı ile oluşturduğumuz bu sistem hızlı ve kolay bir şekilde kahvenize ulaşmanızı sağlar.
Özel olarak hazırlanmış karışımımız ile kahve de yeni bir dönem başlatıyoruz. Herkesten farklı olarak Bütün Dünya kahvelerinin karışımı ile sizlere en iyi kahve aromalarından hazırlanmış taze kahveler sunuyoruz. Son sistem Teknoloji ile oluşturulan Büfelerimizde günün her anı taze ve lezzetli kahve içmeye davet ediyoruz sizler.
FİLTRE KAHVEMİZİN ÖZELLİĞİ ;
İçerisinde üç farklı Dünya Kahvesi bulunan karışımızın, Demlenirken, demlendikten sonra ve içime hazır hale gelene kadar ki süreci sizler için ince ince eliyoruz. Damağınıza en uygun tadı yakalamak için tatlı, az asitli ve yumuşak içimli olan Brezilya Kahvelerinden, İçerisinde neredeyse hiç asidite barındırmayan yoğunluğu ile ağzınızda tam anlamıyla kalıcı bir tat bırakan Endonezya kahvelerinden ve Karamel ve tarçın tonlarına sahip olan Kolombiya kahvelerini bir araya getirerek hazırladığımız bu karışımın tarifi sadece GEZGİN KAHVE’ye aittir. Sizlerin en iyi şekilde nitelikli bir kahve sunmanın çabası içerisinde, filtre kahve’de farklı bir tat yakalayan Gezgin Filtre Kahve farkı ortaya çıkıyor.
1. NESİL KAHVECİLİK
Kahvenin tarihi çok eskilere dayanıyor. Ancak bizi ilgilendiren akımların ilki olan birinci nesil kahvecilik, 1900’lerin başında suda çözünebilen kimyasal işleme tabi tutulmuş kahvelerle başladı. Bu dönemde kahveyle ilgili başlıca faaliyetler; kahvenin alınıp satılması ve kahvenin tüketimiyle sınırlıydı. Bu yüzyıla damgasını vuran gelişme ise Austin ve R.W. Hills’in kahveyi vakumlu paketlere koyma fikri oldu. Bu sayede kahve çok daha uzun ömürlü olarak saklanabilir hale geldi ve tüketimi dünya çapında arttı.
İnsanların yüksek kahve tüketimini hızlıca karşılamak amacıyla kahve hazırlamayı olabilecek en kolay haline getirebilme çabası, zararlı bir kahve kültürünü de beraberinde getirdi. Bitkiden elde edilen ve herhangi bir meyvenin çekirdeğiyle aynı yapıya sahip olan kahve, suda çözünebilen bir madde haline gelmesi için çeşitli kimyasallarla tepkimeye sokuldu. Kısa bir sürede tadını ve kokusunu kaybeden kahveye, bunu önlemek için katkı maddeleri eklendi. Tüm bunların sonucunda ortaya çıkan şey aslında kahveden çok farklı. Hazır kahve firmalarının paketleyip raflararda alıcıya sunduğu ve sıcak suya eklenip karıştırıldıktan sonra içilen şeylere kahve değil de, kahve aromalı kimyasal içecekler dememiz daha doğru olur.
Bu gibi sebeplerden dolayı her ne kadar hızlı ve kolay hazırlanabilir olsalar da 1. Nesil kahveciliğin ürünü olan hazır kahveler hem sağlığımız için çok zararlı, hem de “kahve” içmek isteyenler için lezzet yönünden oldukça yetersiz. Ayrıca sunum özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, bizim gibi Osmanlı’daki kahve kültürünün etkisinde yetişmiş kahveseverler için çok basit kalıyor.
MADDE MADDE 1. NESİL KAHVECİLİĞİN FAYDALARI
1) Hızlıdır. Suyun içinde çözünebilmesi sebebiyle çabuk hazırlanır.
2) Kolaydır. Demlemek, kullanılan kahve demleme ekipmanını temizlemek, kahvenin posasını çöpe boşaltmak gibi zahmetleri yoktur.
3) Vakumlu paketleme yöntemi sayesinde uzun ömürlü olarak saklanabilir.
MADDE MADDE 1. NESİL KAHVECİLİĞİN ZARARLARI
1) Kimyasal ve sağlığa zararlıdır. Suda çözünebilir hale gelmesi için birçok işlemden geçer.
2) İçine eklenen maddeler sebebiyle kahve ve kafein oranı düşüktür. Bu da aromasının düşük olmasına ve kafeinin sihirli etkilerinden yararlanılamamasına sebep olur.
2. NESİL KAHVECİLİK
İkinci nesil kahvecilikle beraber kahve türleri çeşitlenmeye; espresso, latte, mocha gibi espresso bazlı kahve çeşitleri popülerleşmeye başlamıştır. 1. Nesil kahvecilikte olduğu gibi sağlıksız, hazır kahveler terk edilip yerini doğal kahve çekirdeklerine ve nispeten daha kaliteli harmanlara bırakmıştır. Ayıca soğuk demleme gibi demleme yöntemlerini ve kahveli tatlılar gibi kahveseverleri her yerde kendine çekecek yeni buluşları da beraberinde getirmiştir.İkinci nesil kahvecilik 1960 sonrasında Starbucks, Cafe Nero gibi kahve zincirlerinin yayılmasıyla ortaya çıkmıştır. Çıkış amacı kahveden daha çok keyif almak üzerinedir. İkinci nesil kahvecilik, 1966’da Amerika’da Peet’s Coffee’yi açan Alfred Peet ile başladı. Bay Peet’in arkadaşları ise 1971 yılında Starbucks’ı kurdular ve ikinci nesil kahveciliğin en önemli temsilcisinin uzun yolculuğu da başlamış oldu.
Ancak bunların dışında 2. Nesil kahveciliğin yaygınlaşmasındaki en büyük etken, insanların ev ve iş yerleri dışında oturup arkadaşlarıyla keyifli vakit geçirebileceği yerlerin ortaya çıkmasıdır. Bugün bile neredeyse hiçbirimiz herhangi bir kahve zincirine gidip “Buranın kahvesini içmeden güne başlayamıyorum, seçtikleri çekirdeklerin oluşturduğu harman oldukça iyi.” demiyoruz. Sevdiklerimizle buluşmak, sohbet etmek için gidiyoruz, kahve de bu keyfi süsleyen bir faktör oluyor sadece.
Sonuç olarak, ikinci nesil kahvecilik bugün de hayatımızda inanılmaz önemli bir yer kaplıyor. Sabahları uyanmak için, okula işe giderken, önemli bir toplantı ya da sunum öncesi kahve en büyük yardımcımız.
MADDE MADDE 2. NESİL KAHVECİLİĞİN FAYDALARI
1) Birinci nesil kahveciliğe göre sağlıklıdır.
2) Sert sevenler için espresso, yumuşak sevenler için latte gibi birden çok kahve türüyle tekdüzelikten kurtarır.
3) Kahve önünüze konur. Hazırlama, demleme derdi olmaz. Dolayısıyla hiçbir şekilde efor harcamazsınız.
MADDE MADDE 2. NESİL KAHVECİLİĞİN ZARARLARI
1) Maddi imkanlarınız ve içme sıklığınıza göre pahalı gelebilir. Makul ölçüde, ortalama günde bir fincan içiyorsanız pek bir etkisi olmayacaktır. Ancak “kahve bağımlısı” olduğunu iddia edenlerdenseniz cep yakar.
2) Bu akımı temsil eden yerler ticari kurumlar en nihayetinde. Masrafı düşük tutmak amacıyla ucuz, lezzetsiz ve kalitesiz kahve çekirdeklerini tercih ediyor olabilirler. Ancak tadından memnun kaldığınız sürece sorun teşkil etmez.
3. NESİL KAHVECİLİK
Kahvenin yetiştiği bölge, çekirdek türü, çekirdeğinin kafein oranı, hasat şekli, hasat dönemi, kavrulma süresi, kavrulma derecesi, kavrulma tarihi, dinlendirilme süresi, nasıl ve hangi kahve demleme ekipmanlarının kullanıldığı, sertliği – yumuşaklığı hem üreten hem de tüketen için büyük önem kazanıyor. Tıpkı şarap gibi… Yani iyi bir şarap severin doğru şarabı seçmek için değerlendirdiği faktörlerin benzeri, kahveseverler için de geçerli olmaya başlıyor.Geldik günümüzün göz bebeği olan üçüncü nesil kahveciliğe. Üçüncü nesil kahvecilik, kahveyi şarap gibi bir kültür olarak sahiplenmeyi hedefliyor. Üçüncü nesilde hem tüketici hem de üretici kanalları kahveyi daha detaylı incelemeye ve daha derinlikli istekler yaratmaya başlıyor. Hangi çekirdek filtre kahveye daha çok yakışır hangisi espressoya gider gibi sorulara cevap vermeye başlıyorsunuz.
MADDE MADDE 3. NESİL KAHVECİLİĞİN FAYDALARI
1) Sağlıklıdır. Ne içtiğinizi bilirsiniz, kahvenin hangi ülkede ne şartlarda yetiştiğini, nasıl kavrulduğunu, nasıl demlendiğini...
2) Kilogramlık paketler fiyat itibariyle göz korkutsa da uzun vadede kullanım süresi ve verilen fiyatın aroma - etki bazında karşılığı aslında oldukça tutarlı olmasını sağlıyor.
3) Doğal kahve lezzetinin geldiği son noktadır. Binlerce kahve çekirdeğinden damak tadınıza en uygun olanı istediğiniz şartlarda hazırlayabiliyor olmanız, kendinize göre en lezzetli kahveyi hazırlamanızı sağlar.